Bir fincan kahvenin 40 yıllık hatrı varsa, el emeği göz nuru bakır işlemeli Kavaklıdere fincanının değerini varın siz hesaplayın.
Bakırcılar çarşısında tükenmeye yüz tutmuş geleneksel bakırcılığın zamana direnen ritmini duymadan, ince ince işlenen el emeği ürünlerin gerçek değerini anlayamazsınız.
Kavaklıdere’de bakırcılığın nasıl başladığı ve geliştiği bilinmese de, yörede aile geleneği olarak 4 kuşaktır yapıldığı biliniyor. Semaverler, tepsiler, cezveler ve diğer tüm ürünler; her biri ışıltısını 40 yıllık ustaların alın terinden alıyor.
Kavaklıdere bakırcılığının en önemli kültürel unsurlarından biri kendilerine has bir dil oluşturmaları. “Palleci Dili” olarak bilinen bu dil geçmişte tüm bakırcılık yapan ailelerin kullandığı, günümüzde ise ancak birkaç ustanın hatırladığı sözlü bir iletişim unsuru olarak devam ediyor.
Bakırcılığın önemli bir geçim kaynağı haline gelmesini sağlayan ana faktörlerden biri bakırın desenli bir şekilde pazarlanması... Eşya üzerine desen yapılması birkaç şekilde gerçekleştiriliyor: bunlardan biri kazıma, ikincisi ise döğme tekniği.